İlk olay, İsveç’in güneyindeki Scania’da görülmüştü! Kemirgenlerden (tarla faresinden), beşere bulaştığı tespit edilen Ebola gibisi kanamayı tetikleyen virüs Kuzey Avrupa’da yayılıyor olabilir.
İşte, ayrıntılar…
Kaynak: https://www.express.co.uk/life-style/…
Kuzey Avrupa, bilhassa Birleşik Krallık, Ebola gibisi bir virüsün tehdidi altında.
Söz konusu virüs, ‘tarla faresi ateşi’ olarak bilinen ve potansiyel olarak ölümcül bir hastalığa dönüşebilen bir enfeksiyonu beraberinde getiriyor. Bu virüs, kemirgenlerden insanlara bulaşabiliyor ve Ebola üzere kanamalara yol açabiliyor.
İsveç’te, patojeni taşıyan kırmızı sırtlı tarla fareleri, 2 beşere Viral Kanamalı Ateş (VHF) ismi verilen Ebola gibisi hastalığı bulaştırdı!
2018’de İsveç’te, tarla farelerinin taşıdığı Puumala virüsünün neden olduğu bir nefropati salgını olayı teşhis edilmişti.
Şimdi ise, ‘tarla faresi ateşi’ hadiselerinin, tipik olarak bulunduğu yerden yüzlerce kilometre uzakta ve VHF’ye dönüşme potansiyeli olduğu belirtiliyor.
İsveç’teki tabipler, birinci görüldüğü yerden 300 mil uzakta bir “tarla faresi ateşi” olayı tespit etti.
Hastanın seyahat etmediği belirlendi, bu da hastalığın yayıldığı manasına geliyor. Hastaların semptomları ortasında ateş, genel halsizlik, burun kanaması ve böbrek işlevlerinde bozulma yer alıyordu. Her iki hasta da düzgünleşti fakat Uppsala Üniversitesi’nden bilim adamları tarafından bir soruşturma başlatıldı.
Bilim insanları, virüsün birinci tespit edildiği Scania ilçesinde kırmızı sırtlı tarla farelerini test etti. 74 şahıstan 9’unda hantavirüs geni taşıdığını buldu.
Hantavirüsler, fare, sıçan ve tarla faresi üzere kemirgenlerde bulunur ve insanlarda iki çeşit hastalığa neden olur: böbrek sendromlu hemorajik ateş (HFRS) ve hantavirüs pulmoner sendromu (HPS). HFRS, en makus durumda ölümcül olabilir.
Ayrıca, bilim insanları, kemirgenlere bulaşan iki virüs çeşidinin bulunduğunu da belirledi; biri İsveç’ten, başkası yüzlerce kilometre uzaktaki Finlandiya yahut Rusya Karelya’dan. Bu durum, yeni bir coğrafik bölgedeki yeni Puumala virüs suşlarının, insan sıhhati üzerinde değerli bir tesire sahip olabileceğini gösteriyor.
Çalışmanın muharrirlerinden Uppsala Üniversitesi’nden Profesör Åke Lundkvist, “Eğer virüs bölgede uzun müddettir mevcutsa ve şimdi keşfedilmediyse, neden daha fazla insan hastalanmadı? Yoksa hastalık daha da yaygınlaştı mı?” soruları üzerinde düşünüldüğüne işaret etti.
Araştırmanın müellifi Elin Economou Lundeberg ise, ‘Yakaladığımız nispeten az sayıdaki tarla faresinin bu kadar büyük bir kısmının aslında insanları hasta eden bir hantavirüs taşımasına şaşırdık. Virüsün evvelden bilinen aralığı, bölgenin 500 km güneyindeki bir bölgedeydi.’ formunda konuştu.
Tüm bu bulgular ışığında, uzmanlar, virüsün yayılma ihtimalinden endişeleniyor!
