Sevgi, ne güzel bir sözcük değil mi?
İnsan olarak en önemli duygularımızdan biri.
Sevdiğimiz bir yakınımıza “seni seviyorum” demişizdir, ama en son ne zaman sevginin anlamı üzerine konuştuk? Belki de hiç gerekli görmedik, “seviyorum işte, bu yetmez mi ”ya da “bunca yıldır birlikteyiz, ne gerek var şimdi buna” diye düşünebiliriz. Belki biraz çaresizlik, biraz utanç gibi duygular içinde, belki de gereksiz gördüğümüz için sevgi üzerine konuşmak istemeyebiliriz.
Oysa kaç yaşında olursak olalım sevgiyi hissetmeye, yaşamaya ihtiyacımız vardır. En kırılgan ve güçlü taraflarımızın derinden görülmesine, bilinmesine izin verdiğimizde, güven, saygı, iyilik ve yakınlıkla büyüyen ruhsal bağı onurlandırdığımızda sevgiyi geliştiririz.
Sevgi, verdiğimiz ya da elde ettiğimiz bir şey değildir. Beslediğimiz ve büyüttüğümüz bir duygu, bir yetenektir. Her birimizin içinde mevcut olduğunda karşımızdakilerle geliştirilen bir bağdır.
Şunu da unutmayalım, kendimizi ne kadar seviyorsak o ölçüde başkalarını da sevebiliriz. Sevmek ve kendimizi kabullenmek cesaret gerektirir. Özellikle “Kendini en sona bırak” diyen bir toplumda devrim niteliğinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu devrimin içinde yer almak istiyorsak kendimizi anlamalı ve sevmeliyiz. Bunun için önümüze çıkan engellerin farkına varıp, onları aşmayı becerebilmek gerekir. Sevgi, tüm engelleri aşacak gücü bizlere verecektir.
Sevgiyle kalın.