Sevgi konusunda hepimiz hassasızdır. Ebeveynlerimizle, eşimizle, kardeşlerimizle, arkadaşlarımızla ya da sevgilimizle yaşadığımız ilişkideki sevgi duygusundan söz ediyorum.
Sevdiklerimiz karşısında duygusal olarak daha çıplağızdır. Bu yüzden kimi zaman kaçınılmaz şekilde birbirimizi dikkatsiz söz ya da eylemlerle incitiriz. Bu olaylar incitse de, hissedilen acı yüzeysel ve geçicidir. Ancak, hepimizin dokunulduğunda sızlatan, kolayca kaşınan ve derinden acı veren aşırı duyarlı en az bir noktası vardır. Bu hassas noktalar kazındığında, ilişkimizin üzerinde kanama yapabilir. O zaman duygusal dengemizi kaybederiz.
Hassas noktamızı; bir kişinin geçmiş ya da şu anki ilişkisinde, bağlanma ihtiyacı ihmal edildiğinde, görmezden gelindiğinde ya da reddedildiğinde oluşan duyarlılık hali olarak tanımlayabiliriz. Böyle durumlarda birey kendisini duygusal açıdan yoksun ya da terk edilmişlik hissedebilir.
Burada biraz geçmişi düşünelim, hassas noktamız, geçmişte yaşadığınız bir ilişkiden mi kaynaklanıyor ( ebeveyniniz, kardeşiniz, arkadaşınız ya da sevgiliniz ile yaşadığınız ilişki)? Yoksa şu anki ilişkimizde ortaya çıkmış bir hassasiyet mi? Geçmişimizdeki bir kişinin incitici bir tepkisi mi ve bunu hassasiyetimizin başlangıcı olarak görebiliyor muyuz?
Evet, bu ve bunun gibi sorular ile hassas noktamızı fark ettiğimiz zaman çözümlemek için çaba gösterebiliriz.
Bir de bu soruları yanıtlayalım bakalım, farkındalığımız ne kadar yükselecek?
Sizce partneriniz sizdeki bu hassasiyeti fark ediyor mu? Yoksa sadece yüzeysel, eylemsel yanıtınızı mı görüyor?
Partnerinizin hassas noktalarından birini tahmin edebilir misiniz? Onu huzursuz edecek ne yaptığınızı tam olarak biliyor musunuz?