İkili ilişkilerde güven

ikili-iliskilerde-guven-P825mP8V.png

Bana bir yalan söyledin – ben konuyla ilgili başka bir şey sorunca, arada, itiraf ettin yalan söylediğini. “Daha söylerken yapmamam gereken bir şey yaptığımı anladım, sen sormasaydın da söyleyecektim bunu sana” dedin; ben de “Nasıl bilebilirim bunu?” dedim.

Bir şey, yavaştan, ucundan, yırtılmıştı.

Yalan, ilişkide, bir çentik açar, şöyle düşün: Bir yük taşıyan bir nesnede; diyelim, balkon çiçekliğini tutan askılı bir kolda, bir çentik oluşursa, taşıdığı ağırlıktan dolayı dokusu yavaş yavaş yırtılmaya, yarılmaya başlar, giderek, tamamıyla kopabilir.

Yalan, çünkü, zaten, kendi kendini çoğaltan, çoğaltmak zorunda olan bir şeydir: her yalanını gizlemek için, yeni, ek yalanlar söylemek zorunda kalırsın. Bunun yaratacağı zedelenmeler, gedikler de, işte, öyle, sürüp gider ve sonunda bütün yapıyı yıkacak boyutlara varabilir.

Yalan ilişkiyi koparır, sonunda.

Güven. Birinin sözünden emin olmak olarak adlandırabilirsiniz, davranışlarından emin olmak, söylediklerinden, sustuklarından, hatta hissettirdiklerinden. Biriyle bir ilişki kurabilmek, kurulan ilişkiyi sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmenin temelinde o kişiye duyduğumuz güven duygusu yatıyor. Güveni tanımlayan ve onu farklı bakış açılarıyla ele alan birçok yaklaşım bulunuyor. Partnerlerin ilişki dışında başka kişilerle cinsel ve duygusal bir arayışta olmaması, ilişkide belirsizliğin ortadan kalkması, birbirlerinin ihtiyaçlarına duyarlılık, partnerin gerçek niyetine ilişkin tutarsızlığın olmaması olarak açıklanıyor. Partnerimizin davranışlarına dair olumlu beklentiler oluşturmak, niyetlerini tahmin edebiliyor olmak ona duyduğumuz güveni ifade ediyor.

İlişkilerde güven üç farklı beklentiyi beraberinde getiriyor.

Güvenilirlik (dependability) ; partnerimizin dürüstlüğünden emin olmak,

tutarlılık (öngörülebilirlik) ; partnerin davranış ve söylemlerinin uyumlu olması,

inanç ; ihtiyacımız olduğunda partnerimizin yanımızda olacağı bilmek.

“İncinme değil bu, öfke değil, ah değil. Ötesi, çok ötesi. Tam bir yürek çöküntüsü, ruhun taşa dönmesi, aklın büyük yalnızlığı, insana olan inancını yitirme.”

Exit mobile version