Sobadan Zehirlenen 5 Çocuğun Yürek Dağlayan Hikayesi
Ülkemizde yaşanan bir trajedi, sobadan zehirlenen beş çocuğun acı dolu hikayesidir. Bu olay, kamuoyunun gündeminde geniş yankı bulurken, sosyal medyada da tartışmalara yol açtı. Ekşi Sözlük gibi platformlarda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yönelik eleştiriler yükselmektedir.
Sobadan Zehirlenen 5 Çocuğu Öldüren Yoksulluk
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi, İzmir’in Selçuk ilçesinde devrilen bir sobadan çıkan yangında hayatını kaybeden beş kardeş – Aras Bulut, Masal Işık, Aslan Miraç, Funda Peri ve Fadime Nefes Akcan – hakkında bir açıklama yaptı. Bu çocuklar, Selçuk ilçesinde bulunan Acarlar Mezarlığı’na defnedildi. TTB, yaşanan olayın arkasındaki yoksulluk gerçeğini vurgulayan bir metin yayınladı. TTB’nin açıklaması şöyle:
“İzmir’in Selçuk ilçesinde, bir ile beş yaşları arasındaki beş kardeşin yaşadığı barakada elektrikli sobanın devrilmesi sonucu çıkan yangında yaşamlarını yitirmesi, bizleri derin bir üzüntüye boğmuştur. Çocukların annesinin, geçim sağlamak amacıyla hurda toplayıp satmak için evde çocukları yalnız bırakması, bu ölümlerin doğrudan doğruya artan yoksullukla bağlantılı olduğunu göstermektedir. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı, asgari ücretin üzerine çıkarak 20 bin TL’yi, yoksulluk sınırı ise 72 bin TL’yi aşmışken; sosyal yardımlarla yaşam mücadelesi verenlerin sayısı 17 milyonu, sosyal yardıma muhtaç hane sayısı ise 4,2 milyonu geçmiştir. Bu durum, yoksulluğun ne kadar ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.”
Türk Tabipleri Birliği olarak;
- Ekonomik krizin faturasını yoksul halka ve emekçilere yüklerken, sermayeye kaynak aktarımını her geçen gün artıran politikaların derhal sona erdirilmesini talep ediyoruz.
- Derinleşen yoksulluk ve eşitsizliği gidermeye yönelik kapsamlı sosyal politikaların hayata geçirilmesi ve gelir ile vergide adaletin sağlanmasına yönelik düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz.
- Çocukların yaşamı başta olmak üzere barınma, beslenme, eğitim ve sağlık gibi en temel haklarının mutlak olarak güvence altına alınması gerektiğine inanıyoruz.